Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Seri Katiller

15 Nisan 2010'da "msn.com" adlı sitede SeriKatiller başlıklı yazı aynen aşağıdaki gibidir. Kontrol etmek isteyenler için : http://aktif.tr.msn.com/gallery.aspx?cp-documentid=153042954

<  1984 yılında Uluslararası Adli Tıp Bilimleri Kurulu'na FBI eski ajanı Robert K. Ressler imzasıyla sunulan araştırmaya göre seri katillerin ortak özellikleri şöyle sıralanıyor.

1. Yüzde 90'ından fazlası beyaz erkeklerden oluşuyor.
2. Zekidirler. IQ'ları 'normalin' üstündedir.
3. Yüksek IQ'larına rağmen okulda başarılı değillerdir, uzun süre aynı işte çalışamazlar ve çoğunlukla vasıfsız işçi olarak çalışırlar.
4. Dengesiz ailelerden gelirler. Tipik olarak babaları onlar çocukken, aileyi terk etmiştir ve otoriter anneler tarafından büyütülmüşlerdir.
5. Ailelerinin geçmişinde suçlular, psikolojik sorunları olanlar ve alkol bağımlıları vardır.
6. Babalarından ve annelerinden nefret ederler.
7. Genel olarak, çocukken fiziksel, psikolojik ve cinsel tacize maruz kalırlar. Tacizci bazen yabancıdır, bazen bir dost, çoğu zaman da ailenin bir üyesi.
8. Birçoğu, çocukluklarını bazı devlet kurumlarında geçirmiştir ve erken yaşlarda psikiyatrik sorunlar göstermeye başlamışlardır.
9. Yüksek bir intihara teşebbüs yüzdeleri vardır.
10. Küçük yaşlardan itibaren röntgencilik, fetişizm ve sadomazoşist pornografiye yoğun ilgi duyarlar. >

  Burdaki yazıya göre seri katillerin çoğunluğu veya başka makalelerde erkek olduğu yönündedir. Aslında seri katil profiline uyan tek bir kadın vardır. Aileen Wuornos. Bazılarınız hatırlar; 2003 yılında gösterime giren Monster-Canavar/Cani filmini... Charlize Theron oscar kazanmıştı bu rolle. Aslında dosyalara geçen bir sürü kadın seri katil vardır ama bunların nedenleri ise sigortadan para kopartmak, mirasa konmak gibi.. Ama Aileen Wuornos öyle değildi...
  Ayrıca başka bir makaleye göre de seri katilliğin genlerde var olduğudur. Birçok seri katilinin XYY kromozomuna sahip olmasıdır. Fazladan olan erkeklik hormonun kişiyi daha fazla kaba, saldırgan ve vahşi yaptığı teorisi ortya atılmış fakat Aileen 'le bu teori tarihe karışmışıtır.
  Başka bir eksiklikte bir çok seri katilin işlediği cinayetlerinin sebebi aile sorunlarından gelen cinayetler değildir. Yaygın olan başka bir cinayet sebebi de bağnazlıktır. ABD' de toplumsal sorunların eskiden kalan dini değerlerin kaybedilmesine bağlayan birçok kişi vardır. Halbuki en canavar katillerin bazıları ezbere İncil'den parçalar okuyarak çocuklara işkence etmektedir. Bunun en büyük örneğide herhalde Alber Fish olurdu. Nam-ı diğer "Yamyam"  ve "Amerika'nın Öcüsü" . Albert Fish, İbrahim ve İshak'ın hikayesine büyük bir saplantı duyuyordu. Fish yalnızca çocuklara işkence edip onları öldürmekle kalmıyor, günahlarının bedeli olarak kendisini bir dizi mazoşist işkenceye de tabi tutuyordu. Albert Fish gibi bağnaz olan başka bir isimde Earle Leonard Nelson' da var. Alnına şu esrarengiz ad yazılmıştı: BÜYÜK BABİL, DÜNYA FAHİŞELERİN VE İĞRENÇLİKLERİN ANASI. Nelson' nın lakabı ise "Goril Katil" idi.
 Benim favori seri katilim ise Charles Manson. Manson cani manyaklar arasında en özel olanıdır. Ona daimi kötü ününü kazandıran cinayetler aslında başkları tarafından işlenmişti. En zeki seri katillerden birisidir Manson. Charles Manson'nın  söylediği bir söz beni çok etkiledi. "Bana tepeden bakarsanız, bir aptal görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız, tanrınızı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."
  Aslında o sitenin ve benim yazdıklarımın çok eksiği var. Seri katiller cidden anlaşılması güç insanlar. Birçoğunun sebepleri farklı ve yeni çıkanlarında farklı olmaya devam ediyor.

Not: Bu yazının devamı gelecektir..

Dikkat! Karalamalar Kişiliğinizi Ele Veriyor..

  Derste, kafede, arkadaşlarla sohbet anında veya telefonla konuşurken... Önümüzde bir kağıt, bir kalem olması yeterli karalama yapmamız için. Bu önemsiz karalamaların, bilinçaltını ortaya döktüğünü biliyor muydunuz? İşte uzmanlardan birkaç çizikle karakter tahlili..
  Kişilerin yazı stilleri ile çizdikleri objeleri inceleyen “Grafoloji” bilmiyle uğraşan uzmanlara göre karamalar, beynin sağ tarafından gelen yaratıcılığın eseri ve genel olarak bilinçli değil. Boston Üniversitesi’nin araştırmalarına göre bir karalamayı kitap gibi okuyup analiz etmek mümkün.İngiltere’deki Grafoloji Ensititüsü’nün hazırladığı çalışmadan bir kısmına bakıp karakterinizi analiz edebilirsiniz.

Kağıdın sol tarafını doldurmak: Geçmişe özlem
Sağ tarafını kullanmak: Geleceğe bakış
Üst tarafını kullanmak: Heyecan
Alt tarafını kullanmak: Öne çıkmaktan çekinme
Yıldız: İdealistlik
Düzgün çizgiler: Açık sözlülük
6 şeklinde yuvarlıklar: Konsantrasyon
Kağıdı oklarla doldurmak: Cinsel gerginlik
Düzgün yuvarlaklar: Geleceğe yönelik hayaller
Kare ve dikdörtgenler: Mantık
Sağa yatık yazı: Dışa dönüklük
Sola yatık yazı: İçe kapanıklık
Puntosu büyük yazı: Cesaret
Küçük puntolu yazı: Utangaçlık

  2005 yılın başlarında İsviçre’nin Davos kentinde gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Microsoft patronu Bill Gates’in aldığı notlar Grafoloji uzmanlarının şimdiye kadar elde ettikleri en önemli malzeme oldu. Aslında bu Grafoloji uzmanlarını Türkiye'ye çağırsak ve bir kaç kişinin karalamalarını analiz etmesini çok isterdim. Çıkacak sonuçların bizi şaşırtacağından eminim.

15 Ağustos 2010 Pazar

Bir Bakışın Kağıda Dökülmüş Hali..

Bakma öyle hüzünlü
hüzünlü,
Sen daha ne yaşadın ki
Ne gördün ki bu hayattan,
Bakma öyle hüzünlü
hüzünlü,
Sen daha çocuksun;
Daha çok kıracaklar kalbini
Çok sırtından vuracaklar,
Bakma öyle hüzünlü
hüzünlü,
Alış bunlara
Ayakta durmayı öğren,
İçin kan ağlarken gülmeyi öğren,
Bakma öyle hüzünlü
hüzünlü,
Yeter artık
Boşuna akıttığın gözyaşlarına acı
Pınarlarında sevinçgözyaşaları bırak,
Bırak ki
Hayatın sana güldüğü zaman ağla,
Bakma öyle çocuk bakma
Sanki aynanın karşısındayım
Benim yaptığım hataları yapma,
Gül;
Önüne çıkan her engele gül
İşte o zmn...
O zmn alt edebilrsin onu.
Bakma öyle hüzünlü
hüzünlü,
Biliyorum yorgunsun
Ama yinede
Öyle bakma hüzünlü
hüzünlü..

Acımasız Gerçekler

   Hayat hiçbir zaman istediğimiz gibi gitmeyecek, hep birileri engel olacak sana. Peki neden? Bu hayatı yaşamanın bir gerekçesi midir? Olmazsa olmazı yani.
   İlk acımasız gerçek benden olsun. Bu bir yaşanmış hikayedir.Kişinin ağzından dökülenler birebir yazılmıştır.
   <Bana şuan istediğim hayatı yaşamama engel olan bir "Pastahane Nişanı".. Ama bu nişan benim nişanım değil. Sevdiğim bir adamın intikam almak için eski kız arkadaşıyla yaptığı bir "Pastahane Nişanı". Peki ben bunu öğrendiğimde ne mi yaptım? Ona eski kız arkadaşına ispiyonlayacığımı söyledim. Doğru mu yaptım peki? Elbette hayır. Çünkü bu benim gibi birine yakışmaz. Benim önceden yapmam gereken şey, bu intikam olayını duyduğumda onun hayatından sessizce uzaklaşmak olmalıydı. Ama şuan ne yapacağımı bilmiyorum.
  Açıkçası bu durumu hiçbir kişi kaldıramaz. İnanın bende kaldıramıyorum. Ama beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum ve bende onu çok seviyorum. Belki de bundan dolayı çok karasızım.Bu olayı yaşadığımızdan beri o sevdiğim adam herşeyden vazgeçmiş durumda sanki, o çok istediği intikam oyunundan özellikle. Zor olan ne acaba? Çok sevdiğim adamdan ayrılmak mı? Yoksa onu bu herşeyden vazgeçmişlik durumda iken yüz üstü bırakmak mı? Ne kadar komik bir hal içersindeyim, hala onun ne hissedeceğini düşünüyorum.
  Ve işte asıl acımasız gerçek, artık onun ne hissedeceği önemli değil veya kalbimin ne hissedeceği.. Artık bu ilişkiyi bitirme zamanı geldi. Daha doğrusu onu çıkmaza sokma zamanı geldi. Ona teklifim şu olacak:
" Bunca zamandır bir kere bile istediğin intikam oyununa laf etmedim. Buraya kadarmış. Artık karar verme zamanı geldi. Ya oyun ya da ben! Kararını verince şimdiki gibi başın önünde değil, başın dik bir şekilde çık karşıma."
  Bakalım hangisini seçecek. Oyunu seçerse 'ki bana göre oyununu seçecek, çünkü onu uzun süredir tanıyorum ve yaşadığı olay onun hayatında çok büyük bir yara açtı.' ben onun hayatından sessizce silinicem. Beni seçerse eğer...
İnanın bende şuan o aşamayı düşünmüş değilim. Hayatın gene bana getirdiklerine bakıcam. Ama bu sefer bazı isteklerim olucak.. olucak ki bana bir daha bunları yaşatmasına izin vermeyeceğim..>

  Burdan çıkarılcak ders, hayat acımasızsa sen daha acımasız olacaksın. Herşeyi kuralına göre oynamak lazım.

Not: Bu benim ilk yazım bu yüzden de bir hatam olmuşsa hoş görün. Amacım sadece bazı durumları dilim döndüğünce paylaşmak ve düşündürmek.